Marka Hakkının İhlali 2025 | Marka İhlali Davaları

Marka Hakkının İhlali 2025
İçindekiler

Marka hakkının ihlali, bir markanın izinsiz kullanımı, aynı veya ayırt edemeyecek benzeriyle taklit edilmesi veya lisans imkanlarının genişletilmesi halinde ortaya çıkar. Marka ihlali, sadece markasal kullanımlarda değil, bir markanın ticaret unvanı, işletme adı gibi unsurlarda da söz konusu olmaktadır.

Marka hakkı, tescil edilmesiyle sağlanan bir haktır. Marka tescil başvurusuyla birlikte bu hak doğmaktadır. Bu sebeple marka hakkının ihlalinin önlenmesi ve ihlal sonucunda tazminat talepleri için tescil önemli bir hukuki korumadır. Marka tescili hakkında detaylı bilgi almak için “Marka Tescil Nedir? Nasıl Yapılır?” adlı makalemizi inceleyebilirsiniz. 

Tescilli veya tescil başvurusu yapılmış markaların ihlal edilmesi halinde, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) kapsamında geniş hukuki imkanlar vardır. Marka hakkına tecavüz halinde. Marka ihlali halinde maddi ve manevi tazminat talepleri, Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusu gibi birçok hukuki imkan düzenlenmiştir. Ancak, tescilsiz markalar da tamamen savunmasız değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) haksız rekabet hükümleri uyarınca korunmaktadır. 

Ofisimizde alanında uzman marka vekili avukatlarla marka ihlallerinine yönelik hukuki ve ceza dava süreçleri yöetilmektedir. Bu içeriğimizde, bir marka hakkı ihlali halinde başvurulacak hukuki imkanlara değinilecektir. 

Sizin için faydalı olması dileğiyle…

Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Haller

Marka hakkına tecavüz fiilleri SMK m.29 hükmünde düzenlenmiştir. SMK m.29’da SMK m.7 hükmüne atıf yaparak, m.7’de sayılan fiillerin de tecavüz hali oluşturduğu belirtilmiştir. 

Marka hakkına tecavüz durumlardan en sık rastlanılan hali taklit markalardır. Bir markanın tescil edildiği aynı veya benzer mal ve sınıfında, aynı veya ayırt edemeyecek kadar benzer markanın kullanılmasıdır. 

Marka hakkının ihlali için bir başka marka olmasına gerek yoktur; ticaret unvanı, yönlendirici kod, işletme adı gibi şekillerde markanın izinsiz kullanıması da marka hakkına tecavüz sayılır. 

SMK m.7 ve 29. Maddelerinde marka hakkının ihlaline ilişkin örnekler verilmiştir.  Söz konusu kanun maddeleri de dikkate alındığında genel olarak bir marka hakkının ihlali örnekleri;

  • Markanın kullanıldığı mal veya hizmet sınıfında kullanılması
  • Markanın aynı veya benzerinin, halk tarafından karıştırılma ihtimali yaratacak bir şekilde, aynı veya benzer mal ve hizmet sınıfında kullanılması,
  • Markanın taklit edilmesi suretiyle piyasaya sürülmesi, satışa sunulması, sözleşme teklif edilmesi, satış için stoklanması,
  • Markanın yönlendirici kod veya alan adı olarak kullanılması,
  • Markanın işareti taşıyan malın ithal veya ihraç edilmesi,
  • Markanın haksız rekabet yaratacak bir şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması,
  • İzinsiz olarak iş evraklarında veya reklamlarda markaya yer verilmesi,
  • Marka sahibinin vermiş olduğu lisans haklarının genişletilmesi örnek gösterilebilir.

Tanınmış Markalarda Marka İhlali

Tanınmış marka, normal markalardan ayırt ediciliği daha yüksek ve halk nezdinde herkes tarafından bilinen markalardır. Diğer markalara nazaran daha fazla koruma alanına sahiptir.

Kural olarak bir marka tescil edildiği mal ve hizmet sınıfında koruma altına alınmaktadır. Ancak, tanınmış markalar için aynı veya benzer sınıfta olmasına gerek yoktur. Farklı mal ve hizmet sınıfların olsa dahi tanınmış markaları taklit etmek yasaktır. . Ancak tanınmış markanın;

  • Tanınmışlık düzeyinden faydalanma amacı,
  • İtibarına zarar verme veya
  • Sulandırma olarak ifade edilen ayırt edici karakterine zarar verilmiş olması gerekmektedir.

Marka Hakkının İhlali Sayılmayan Durumlar:

SMK m.7/3 hükmünde, dürüstlük kuralına uygun ve ticari hayatın bir gerekliliği olarak bazı marka kullanımların tecavüz teşkil etmeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda;

  • Gerçek kişinin adı veya adresi olarak marka kullanımı,
  • Sunulan mal veya hizmetin kalitesine, kaynağına, türüne gibi özelliklerini ifade ederken kullanımı,
  • Yedek parça, aksesuar gibi ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesi için zorunlu olan kullanımlar marka hakkına tecavüz sayılmamaktadır.

Marka İhlali Davaları ve Hukuki İmkanlar

Marka İhlali Davaları

TÜRKPATENT nezdinde tescilli veya tescil edilmiş bir marka hakkının ihlalinde genel olarak hukuki imlanlar:

  • Marka hakkına tecavüzün önlenmesi,
  • Taklit markaların toplatılması, 
  • Maddi tazminat ve yoksun kalınan kar tazminatları,
  • Manevi ve itibar tazminatı,
  • İhtiyati tedbir yoluyla dijital platformlar dahil satışın durdurulması, 
  • Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusu,
  • Aynı veya benzer markanın dava yoluyla hükümsüz kılınmasıdır. 

Yukarıda sayılan hukuki imkanlar tescilli veya tescil başvurusu yapılmış markalar için geçerlidir. Tescilsiz markalar TTK haksız rekabet hükümleri kapsamında korunmaktadır.

Tescilli bir marka hakkının ihlali halinde SMK m.149 uyarınca açılabilecek davaları şunlardır:

Marka Hakkına Tecavüzüz Tespiti Davası

Marka hakkı tecavüze uğrayan veya uğramakta olan marka sahiplerinin, markasına tecavüz olduğunu tespit etmesi için ikame edilen davadır.

SMK m.149/1-a hükmünde düzenlenmiş olup, davanın açılabilmesi için markanın tescilli olması gerekmektedir. Bu davanın açılması için tecavüz edene önceden ihtar çekilmesine gerek yoktur.

Marka hakkına tecavüzün tespiti davasını marka sahibi veya münhasır lisans sahiplerinin açması mümkündür. Uygulama bu dava; tecavüzün meni ve tazminat davalarıyla birlikte açılmaktadır.

Marka Hakkına Tecavüzüz Önlenmesi (Men’i) Davası

Gerçekleşmek üzere veya tekrarlanması muhtemel olan bir marka hakkına tecavüz fillerine karşı açılan dava türüdür. Bu davanın açılması için marka hakkını ihlal edenin kusurlu olması veya bir zararın doğmuş olması gerekmemektedir. Marka sahibi veya inhisarı lisans sahipleri tarafından açılması mümkündür.

Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması Davası

Bu davanın açılabilmesi için marka hakkına tecavüzün başlamış ve devam ediyor olması gerekmektedir. Bu dava ile mahkemeden; taklit markaların toplanması, tabelanın sökülmesi, satışın durdurulması talep edilmektedir. Tecavüz durumu ortadan kalkmış veya devam etmeyen durumlar için işbu davanın açılma imkânı yoktur.

Marka Hakkına Tecavüz Halinde Tazminat Davaları

Marka hakkının ihlali sonrasında etkilerinin giderilmesi için SMK m.140/1-ç kapsamında marka sahibine maddi ve manevi tazminat imkanları öngörmüştür. Örneğin, taklit markanın piyasa sürülmesiyle satışların azalması marka sahibine maddi olarak zarara uğratmaktadır.

Aynı şekilde bir ürünün piyasada sahte ürünlerinin fazlalığı marka itibarına zarar vereceğinden manevi zarar yönünden de tazminat sorumluluğu ortaya çıkmaktadır.  Marka hakkına tecavüzün önlenmesi gibi davaların aksine tazminat talepleri için kusur ve zararın varlığı gerekmektedir.

Marka Hakkına Tecavüz Halinde Maddi Tazminat ve Yoksun Kalınan Kar

Marka hakkına tecavüz sonrasında maddi tazminat hem maddi tazminatı hem de yoksun kalınan karı kapsamaktadır.

Yoksun kalınan kazanç, marka hakkı ihlali olmasaydı ne kadar bir kazanç sağlanacağıyla alakalı bir hesaplamadır. Maddi zarar kalemleri ise; tecavüz sonrasında itibar kayının giderilmesi, reklam masrafları gibi kalemler girmektedir.

SMk m.151/2 uyarınca yoksun kalınan kar üç yöntemden biri yoluyla hesaplanmaktadır;

  • Marka hakkına tecavüz edilmeseydi marka sahibinin muhtemel kazancı,
  • Marka hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç,
  • Marka hakkına tecavüz yerine bir lisans sözleşmesi yapılsaydı, lisans sözleşmesinin ücreti

Tazminat davasının açılmadan önce hangi zarar kaleminin seçildiğinin belirtilmesi gerekmektedir.  Marka sahibinin hangi zarar kalemini seçeceği ve seçtikten sonra değiştirip değiştirmeyeceği bir hukuki sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.  Yargıtay 11. H.D. vermiş olduğu kararlarda, marka sahibinin dava aşamasında seçtiği zarar kalemini değiştirebileceğini hükmetmiştir.

Nitekim, tecavüz eden kişinin ticari defter ve kayıtları incelenmeden ne kadar kazanç ettiği veya ne boyutta marka hakkının ihlali söz konusu olduğu bilinmemektedir.

Bu kapsamda, mahkeme nezdinde alınacak bilirkişi raporuyla zarar kalemlerinde sonradan değişikliğe gidilmesi mümkündür. Bahsi geçen zarar kalemlerinin her birinin hesaplanması farklıdır. Bu sebeple marka sahibi için en uygun seçeneğin seçilmesi gerekmektedir.

Marka Hakkına Tecavüz Halinde Manevi Tazminatı ve İtibar Tazminatı

Marka Vekili Avukatlardan Uzman Destek Alın!

Türk hukukunda manevi tazminat, hukuka aykırı fiil sonrasında kişinin yaşadığı acı ve elzem sonrası ödenen bir tazminat olarak düzenlenmiştir. Marka hakkına tecavüz sonrası manevi tazminat, marka hakkının ihlali sebebiyle kişinin uğradığı mağduriyetin giderilmesi amacıyla hükmedilen bir tazminat türüdür.

Manevi tazminat taleplerinde önemli olan husus; tecavüz halinde marka sahibinin konu hakkında yaşadığı psikolojik süreçtir. Yargılama sürecinde tecavüzün önlenmesi amacıyla yapılan çabalar manevi tazminat miktarını etkileyen unsurdur.

İtibar tazminatı, manevi tazminattan farklı bir tazminat kalemidir. Marka hakkına tecavüz durumları marka sahibine maddi zarara uğratmakla beraber itibarını da zarara uğratmaktadır.

Örneğin, markanın kötü bir şekilde taklit edilmesi, uygun olmayan tarzlarda piyasaya sürülmesi ayrıca markanın itibarına da zarar verecektir. Bu durumda marka sahibi SMK m.150/2 uyarınca ayrıca itibar tazminatı da talep edebilecektir.

Tecavüze Konu Ürünlerin Toplatılması

SMK m.14/1-d hükmünde, marka sahibinin marka hakkına tecavüzü halinde tecavüze konu ürünleri toplatabileceğini düzenlenmiştir. Özellikle taklit marka ürünlerin, markayı içeren tabelaların toplanması, tecavüze üretimine konu ürünlerin el konulması bu hakkın kapsamına girmektedir.

Uygulamada tecavüz durumu ortaya çıktığında ihtiyati tedbir yoluyla marka tecavüze konu ürünler toplatılmaktadır. Nitekim, marka sahibinin zararını minimumda tutmak için ilk önce tecavüz durumunun ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Tecavüze konu ürünlerin açılacak hukuki davalarda talep edilmekle beraber, aşağıda değinileceği üzere, savcılığa şikâyet esnada tedbir olarak da talep edilmektedir.

Marka Hakkına Tecavüz Suçu ve Cezası

Marka hakkının ihlali halinde tazminat yükümlülüğü doğmakla beraber cezai sorumluluğu da mevcuttur. Ancak, yukarıda bahsi geçen davalarda olduğu gibi marka hakkına tecavüz suçunun varlığı için tescilli bir markanın olması gerekmektedir.

SMK m.30 kapsamında marka ihlali durumunda 3 adet suç tipi öngörmüştür:

İktibas (Aynen Taklit) Veya İltibas (Karıştırma) Yolluya Üretimi ve Ticarette Kullanma Suçu

Bir markayı taklit ederek ve aynısını üreten, satışa arz eden veya satan, ticari amaçla satın alan ve bulunduran, depolayan kişiler marka hakkına tecavüz suçu işlemiş olmaktadır. Bu suçun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezasıdır.

Marka İşaretini Kaldırma Suçu

Bir markada yer alan işaretin mal veya ambalaj üzerinden kaldırılması marka hakkının ihlalini oluşturur. Bu suçunda cezası iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

Yetkisiz Tasarruf Suçu

Bir marka üzerinde hakkı olmadığı halde; rehin tesis etme, lisans verme gibi tasarrufta bulunan kişi marka hakkına tecavüz etmiş olur. Bu suçunda cezası iki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıdır.

Yukarıda bahsi geçen suçlar şikâyete tabidir. Marka sahibinin tecavüz durumunu tespit ettikten sonra

Ay içerisinde savcılığa şikâyete bulunması gerekmektedir. Bu sürenin kaçırılması halinde marka hakkına tecavüz sebebiyle cezai sorumluluk söz konusu olmayacaktır.

Marka Hükümsüzlüğü Davası

Marka Hükümsüzlüğü Davası

Marka hükümsüzlüğü davası, bir markanın SMK m. 5 ve m.6 Maddeleri uyarınca tescil edilmemesine rağmen tescil edilmiş markaların hükümsüz kılınması için açılan davadır. SMk m.5 mutlak ret nedenlerini; m.6 ise, nispi ret nedenlerini düzenlenmiştir.

Bu davayı; cumhuriyet savcıları, menfaati olanlar ve ilgili kamu ve kuruluşları tarafından açılabilmektedir. Bir markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, hükümsüzlüğü talep edilen marka baştan itibaren hukuken hiç var olmamış sayılmaktadır.

Bir markanın aynısı veya ayırt edilemeyecek kadar benzeri şekilde taklit edilmesi SMK m.5/1-b mutlak, SMK m.6/1 uyarınca da nispi ret sebebi olarak marka tesciline engeldir.

Ancak, itiraz süresinin kaçırılması veya yanlış karar uyarınca taklit markanın tescil edilme ihtimali mevcut olup, sıkça da rastlanılan bir durumdur. Bu durumda hem marka hakkına tecavüz hem de marka hükümsüzlüğü sebebi doğmuştur. Marka sahibi, yukarıda belirtilen davalara ek olarak marka hükümsüzlüğü davasını da açma imkânı vardır.

Marka Hakkının İhlalinde Savunma Yolları

Aleyhine marka hakkına tecavüz dava ve suçlamaları yönetilen kişilerin kanunen başlıca savunma yolları mevcuttur. Bir marka hakkının ihlalinde savunma yollarından başlıcaları şunlardır:

Sessiz Kalma Yoluyla Hak Kaydı

Marka hakkına tecavüz sebebiyle açılacak davalarda bir zamanaşımı süresi öngörülememiştir. Ancak, hukuken bir hakkın kullanılması TMK m.2 dürüstlük kuralına tabidir. Marka sahibinin tecavüze bilmesine rağmen uzun vakit sesiz kalması durumunda “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” yaşayabilme durumu vardır. Yargıtay 11. H.D 14/06/2012 tarihli bir kararında; sonradan tescil edilen marka üzerinde yapılan emek ve tasarrufun göz ardı edilemeyeceğini” hükmetmiştir.

Markanın 5 Yıl Kesintisiz Kullanılmaması

SMK m.9 uyarınca, bir markanın tescilinden itibaren haklı bir nedenle dayanmaksızın 5 yıl kullanımına ara verilmesi markanın iptali sebebidir. Bu durumda; kendisine marka hakkına tecavüz davası ve suçlaması yöneltilen kişi, dava tarihinden itibaren 5 yıl kesintisiz kullanıldığının ispat edilmesi isteme hakkı vardır. Nitekim, hukukumuzda tescil edilen markaların kullanım zorunluluğunu öngörmüştür. 5 yıl kesintisiz kullanılmayan markalara yönelik marka hakkına tecavüzden bahsedilme imkânı yoktur. Ancak, bu talep bir def’i niteliğinde olup, süresinde talep edilmediğinde kullanılması mümkün değildir.

Tecavüz Sayılmayan Haller

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, dürüstlük kuralına ve ticari hayata uygun marka kullanımları marka hakkı ihlali oluşturmamaktadır. Örneğin, kişinin ad ve adres belirtmesi ve ürün özellikleri anlatması bu duruma örnektir.

Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti Davası

Bir ticari veya sınai faaliyetin bir başka markaya tecavüz teşkil edip etmediğinin her zaman tespiti kolay olmayabilir. Örneğin, yaratmış olduğunuz markanın sektörde bilinen bir marka için taklit olup olmayacağını önceden tespit etme sonradan yaşanılan aksiliklerin önüne geçecektir.

SMK m.154 kapsamında; ticari veya sınai faaliyetlerde bulunacak kişiler, marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediği hususunda marka sahibine danışma imkânı vermiştir. Marka sahibine bildirim yapılmasından sonra 1 ay içerisinde görüş talep edene cevap vermesi gerekmektedir.

Menfaati olan herkes, marka sahibi 1 ay içerisinde cevap vermez veya verilen cevabın hukuka uygun olduğunu düşünmediği takdirde marka hakkına tecavüz teşkil edip etmediğini dava açarak mahkemeden isteyebilmektedir.

İnternet Ortamında Marka İhlali 

Günümüzde e-ticaretin yaygınlaşması ve Trendyol, HepsiBurada gibi sanal pazar yerlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte dijital platformlarda marka hakkına tecavüz yaygınlaşmıştır. İnternet ortamında marka ihlali en sık olarak alan adı ve e-ticaret platformlarda gündeme gelmektedir.

Alan Adı ile Marka Hakkının İhlali İlişkisi

Uygulamada isim hakkı tabiri genellikle marka adını işaret etmekle birlikte alan adı, ticaret unvanı veya işletme adı için de kullanılmaktadır. Nitekim, bir marka ismi, alan adı veya şirket unvanı olarak da kullanılmaktadır. 

Marka hakkına tecavüz, SMK m.7 uyarınca, internet alan adı olarak markanın kullanılması halinde de mümkündür.  Ayrıca, bir alan adının haksız olarak kullanımı “siber işgalcilik” (cybersquatting) olarak anılmaktadır.  Bu durumda, uluslararası alanda WİPO veya Bilgi Teklonoji Bakanlığı kapsamında oluşturulan tahkimlere başvurulması mümkündür. 

Konu hakkında detaylı bilgi için “Alan Adı İhlali (Domain İhlali)” adlı makalemizi inceleyebilirsiniz. 

Trendyol, Hepsiburada gibi E-ticaret Platformlarında Marka Hakkı İhlali 

Özellikle Trendeyol, n11, Hepsiburada gibi sanal Pazar yerlerinde markaların taklit edilmesi veya bir başka markanın ürünlerinin satılması en sık rastlanılan durumdur. 

Trendyol marka ihlali gibi durumlarda gibi karşılaşıldığı takdirde marka sahibi;

  • İhtiyati tedbir yoluyla satışların durdurulmasını,
  • İlgili platforma dilekçe doldurarak mağazanın kapatılması,
  • Maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunabilir. 

Marka Hakkının İhlalinde Haksız Rekabet Hükümleri

Tescilli bir marka hakkının ihlali halinde marka sahibi SMK kapsamında hukuk ve ceza davalarına başvurabilmektedir. Tescilsiz bir marka hakkına tecavüz edilmesi halinde ise marka sahibi tamamen korumasız değildir. Tescilsiz marka sahibi, TTK’nın haksız rekabet hükümleri kapsamında;

  • Tecavüz fiilin tespiti, önlenmesi ve durdurulması,
  • Maddi ve manevi tazminat,
  • Haksız rekabet sebebiyle savcılığa suç duyurusunda bulunabilecektir.

Marka Tecavüz Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme

Marka hakkının ihlali durumlarında görevli mahkemeler, ihtisas mahkemeleri olan Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemeleridir. Ancak, davanın açılacağı yargı yeri davanın niteliğine göre değişmektedir.

  • Marka hakkına tecavüz halinde marka sahibi;
  • Kendi yerleşim yerinde,
  • Marka hakkına tecavüz edildiği yerde veya
  • Tecavüzün etkilerin devam ettiği yerde dava ikame etmesi mümkündür.

Marka sahibine yönelik açılacak davalarda yetkili mahkemeler ise yine marka sahibinin yerleşim yeridir. Görüleceği üzere, marka hakkının ihlaline yönelik açılacak davalarda marka sahibine kolaylık sağlanacak bir şekilde yetki kuralları düzenlenmiştir.

Marka sahibinin yurt içinde bir yerleşim yeri olmaması halinde, marka vekilinin yerleşim yeri adresinde dava ikame edilmektedir. Kayıtlı bir marka vekilinin de olmaması halinde yetkili mahkemeler Ankara Fikri ve Sınai Hukuk Mahkemeleridir.

Marka İhlali Davalarında Arabuluculuk Şart Mı?

TTK m.4/1-d hükmünde fikri mülkiyet hukukundan kaynaklanan davalar mutlak ticari dava sayılmıştır.  Konusu belirli bir miktar para içeren marka hakkı ihlali davalarında, zorunlu dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulması gerekmektedir. 

Marka ihlali davalarında arabuluculuk, açılacak davanın niteliğine göre değişmektedir:

  • Tecavüzün Tespiti / Durdurulması Talepleri: Tecavüzün tespiti, durdurulması veya önlenmesi davalarının konusu belirli miktar parayı içermemektedir. Bu sebeple zorunlu arabuluculuğa tabi değildir.
  • Maddi / Manevi Tazminat Talepleri: Marka hakkına tecavüz sebebiyle maddi ve manevi tazminat talepleri, konusu belirli bir miktar para içermesi sebebiyle zorunlu dava şartı arabuluculuğa tabidir.
  • Taleplerin Yığılması: Uygulamada tecavüzün önlenmesi ile tazminat talepleri aynı davada talep edilmektedir. Bu durumda, dava şartı zorunlu arabuluculuğa başvurulup, başvurulamayacağı tartışmalıdır. Yargıtay’ın genel uygulaması zorunlu olmadığı yönündedir. Ancak, bir hak kaybına uğranmaması için her haliklarda başvurulmasında fayda vardır. 

Marka Hakkının İhlalini Önlemede Marka Araştırmanın Önemi

Bir marka ismi belirlemeden önce benzersiz ve ayırt edici olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Görüleceği üzere, markaların ticaret unvanı, alan adı, işletme adı gibi birçok kavramla yakın ilişkidir. 

Marka tescil başvurusuna itiraz gelmemesi veya sonradan marka hakkı ihlali sebebiyle hükümsüzlük davası açılmaması için kapsamlı marka araştırılması yapılması gerekmektedir. 

Bir marka ismi bulunurken; benzer marka olup olmadığı, ticaret unvanı ve alan adı gibi birçok açıdan uygunluk araştırılması gerekmektedir. Konu hakkında detaylı için “Marka Araştırma | TPE Marka Sorgulama” adlı makalemizi inceleyebilirsiniz. 

Sonuç

Marka hakkının ihlali, bir markanın izinsiz olarak aynı veya benzerinin aynı veya benzer sınıflarda kullanılması, ticaret unvanı veya alan adı olarak alınması gibi birçok fiille işlenmesi mümkündür. SMK m.7 ve m. 9 hükümleri, söz konusu marka hakkına tecavüz sayılan filler sayılmıştır. 

SMK tescilli veya tescil başvuru yapılan markaları koruma altına almaktadır. Mark sahibine; tecavüzün önlenmesi, taklit markaların toplanması, maddi ve manevi tazminat, savcılıklara suç duyurusu gibi geniş haklar tanınmıştır.

Tescilsiz markaların SMK kapsamında korunmamaktadır. TTK haksız rekabet hükümleri kapsamında maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilirler.

İnternet ortamında marka ihlali, son günlerde yaşanan en sık durumdur. Özellikle alan adlarının marka olarak tescil edilmesi veya Trendyol gibi satış platformlarda taklit markalar oluşturulmaktadır. Alan adı ihlalleri için tahkim merkezleri oluşturulmuştur. Sanal Pazar yerlerindeki marka ihlalleri için ise hukuki yollara başvurabilir veya ilgili platforma başvuru yapılabilmektedir. Trendyol gibi satış platformları, taklit markaların mağazaları kapatmaktadır. 

Sıkça Sorulan Sorular

Marka Hakkının İhlalinde İhtarname Göndermek Zorunlu Mu?

Hayır, marka sahibi doğrudan tazminat davaları veya savcılıklara suç duyurusunda bulunabilir.

Marka Hakkının İhlalinde İhtarname Nasıl Yazılır?

Marka hakkına tecavüz oluşturan fiiller belirterek, kişinin marka ihlalini sona erdirilmesi, aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı bildirilmelidir.

Marka İhlali İçin Para Cezası Ne Kadardır?

Markanın taklit edilmesi halinde yirmi bin güne kadar adli para cezası vardır. Bir üründen marka işaretini kaldırma ve lisans haklarının genişletilmesi halinde beş bin güne kadar adlı para cezası vardır.

Trendyol'da Marka Hakkı İhlali Ne Anlama Gelir?

Bir başkasının marka ismiyle veya taklit marka yoluyla Trendyol’da mağaza açılması buna örnek gösterilebilir. Bu durumda Trendyol’a şikayet formu doldurulabilir ve hukuki yollara başvurulabilir.

Marka Hakkının Tükenme İlkesi Nedir?

Bir ürünün piyasaya sunulduktan sonra, söz konusu malın ikinci ve daha sonraki satışlarına engel olunması mümkündür değildir. Marka hakkının tükenme ilkesi, piyasaya sürülen ürünlerin serbestçe alınıp satılmasını ifade eder.

Marka Hakkı Nasıl Kazanılır?

Marka bir sınai mülkiyet olup, tescil yoluyla hak kazanılır. Bu sebeple marka hakkı korumasının başlaması için TÜRKPATENT marka tescil başvurusunun yapılması gerekmektedir.

Manevi Tazminat ile İtibar Tazminat Aynı Şey Midir?

Hayır, her iki tazminat türü farklıdır. Manevi tazminat, marka hakkına tecavüz edilmesi halinde duyulan acı ve elzem karşılığında ödenir. İtibar tazminat ise, marka ihlalinden kaynaklı olarak bir prestij, itibar kaybı karşılığında ödenmektedir.

Avukata Sor

Aşağıda bulunan Whatsapp ve arama linkleri üzerinden bize anında ulaşabilirsiniz.

Şafak & Koparan Hukuk ve Danışmanlık Bürosu; yoğunlukla özel hukuk alanında faaliyet gösteren bir hukuk bürosudur. Büromuzun İstanbul’da Anadolu ve Avrupa yakası ile Adana’da hizmet noktaları bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir